İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmem nedeniyle,
öncelikle art niyetli olduğu herkesçe bilinen çeşitli çevrelerce ortaya
atılıp daha sonra kamuoyuna yayılan bir bilgi kirliliği nedeniyle
açıklama yapma zarureti doğmuştur.Öncelikle belirteyim ki, hayatım boyunca ne Mehmet Cengiz’le ne Cengiz
İnşaat’la ne de “5’li Çete” olarak tabir edilen diğer firmalarla ve
sahipleriyle hiçbir ilişkim olmamıştır. Karşıyaka Belediyesi’ni
yönettiğim 5 yıllık süre içerisinde; ranta, talana, hukuksuzluğa geçit
vermediğim gibi hiçbir kişi ya da kurumla çıkar ilişkim de olmamıştır.
Karşıyaka Belediyesini yönettiğim süre boyunca Cengiz İnşaat
Mavişehir’de hiçbir inşaat yapmamıştır. Belediyenin Cengiz inşaatla
hiçbir özel ilişkisi, yakınlığı, verdiği bir ruhsat, yaptığı bir plan
değişikliği vesaire hiçbir şey yoktur.
Hatta, Belediye bahsi geçen şirkete, Mavişehir’de başka bir alanın
yetkisiz kullanımı ile ilgili olarak ceza kesmiş ve ödetmiştir.
Yani kamu çıkarları gözetilerek, hukuksuzluklara ve usulsüzlüklere göz
yumulmadan muhatabı kim olursa olsun üzerine gidilmiştir.
İddialara konu edilen yaklaşık 4,5 yıl önce gerçekleşen ancak bugüne
kadar gündem edilmeyip bugün maksatlı şekilde çarpıtılmak istenilen olay
ise şu şekilde gelişmiştir:
Cengiz İnşaat, benim görev süremden çok önce, 2010-2013 yılları arasında
Karşıyaka Mavişehir’de TOKİ’den farklı konumlarda çok sayıda arsa satın
almış, bunlardan birbirine komşu 3 parsele yine geçmiş dönemlerde Tevhid
(birleştirme) işlemi yapılmış ve bu işlem sonucu tek parçaya dönüşen 27
dönümlük bir parsel içinde Belediyemizin 2 dönümlük hissesi kalmıştır.
İddialara konu alan, 27 dönümlük büyük bir arsanın içinde yüzde 8’lik
orandaki bir hissedir.
Belediyecilikle ilgili herkesin bileceği üzere, vatandaşlara ait
arsaların içinde sık olarak, değişik nedenlerle oluşmuş farklı
büyüklüklerde kamuya ait hisseler kalmaktadır. Bu hisseler genellikle
büyük hisse sahibi vatandaşa belirlenen bir bedel karşılığı devredilir.
Belediyemizin, diğer 25 dönümle ilgili tasarrufta bulunabilecek maddi
imkânı olmadığı gibi göreve geldiğimizde ödenmesi gereken borçlardan
kaynaklı olarak maddi imkânsızlık içerisinde olduğundan, bu hissenin de
er ya da geç devredilmesi kaçınılmazdı. Nitekim buna dair satış kararı
da benim görev süremden önce Belediye Meclisi tarafından alınmıştır.
Benzer hisse satışları Türkiye’nin ve İzmir’in hemen her köşesinde
yapılmasına rağmen, adı geçen firmadan kaynaklı olarak ve hem beni hem
de partimizi yıpratma amacıyla algı operasyonu kurgulanmıştır. Ancak bu
işlem, diğer hissedarı Cengiz İnşaat olduğu için yapılmadığı gibi, başka
bir firma olsa idi yine yapılacak bir işlemdir.
Bu satış, halen o bölgede yapılmış en yüksek bedelli satış olup elde
edilen gelir bütçeyi rahatlatıcı önemli bir kaynak elde edilmesini
sağlamıştır.
Hisse satışı sonrası itirazlar olmuş, bir vatandaşın başvurusuyla dava
konusu olmuştur. Ancak mahkeme hiçbir kamu zararının oluşmadığına
hükmetmiş ve itiraz başvurusunu reddetmiş, satışı onaylamıştır.
Asıl mesele, Cengiz İnşaat’ın bölgede TOKİ’den arsa toplayıp Belediye
arazisini eritecek şekilde taşınmaz edinmesidir. Nitekim, görev sürem
boyunca benzer bir durumun yaşanmaması adına mücadele ettiğim kamuoyunca
da bilinmektedir. 9 Temmuz 2020 günü Ankara’da TOKİ tarafından
gerçekleştirilen benzer satışın olmaması adına hem öncesinde hem de
satış anına kadar hukuki ve fiili mücadeleyi sürdürdüğüm ve bu
taşınmazların da toplanmasını engellemeye çalıştığıma dair haberler açık
kaynaklarda yer almaktadır.
Ayrıca gerek bu hisse satışı gerekse ranta karşı verdiğimiz diğer
mücadelelerle ilgili olarak o dönemki genel başkanımız sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’na gerekli bilgi verilmiş ve durum detaylarıyla
açıklanmıştır.
SONUÇ İTİBARİYLE;
BU BİR HİSSE SATIŞIDIR. DİĞER MALİK CENGİZ İNŞAAT OLDUĞU İÇİN YAPILAN
BİR SATIŞ DEĞİLDİR, DİĞER HİSSEDAR BAŞKA BİR ŞİRKET DE OLSA MECBUREN
YİNE YAPILACAK OLAN VE BENZERLERİ HEMEN HER GÜN TÜM BELEDİYELERDE
YAPILAN BİR DEVİR İŞLEMİDİR. CENGİZ ŞNŞAAT 25 DÖNÜMLÜK HİSSESİNİ
BELEDİYEMİZDEN DEĞİL, TOKİ’DEN TOPLAMIŞTIR. BİZİM YÖNETİMİMİZDEN ÖNCEKİ
YILLARDA MECLİS KARARIYLA SATIŞ KARARI ALINMIŞTIR. SATIŞ ENCÜMEN
KARARLARIYLA YAPILMIŞTIR. BAŞKANIN KİŞİSEL TASARRUFU KESİNLİKLE SÖZ
KONUSU DEĞİLDİR. YAPILAN SATIŞ DÜŞÜK RAYİÇLE DEĞİL BUGÜNE KADARKİ EN
YÜKSEK BEDELLE YAPILMIŞTIR. KAMU ZARARI KESİNLİKLE OLUŞMAMIŞTIR, KAMUYA
KAYNAK SAĞLAYAN VE KAMU YARARI YARATAN BİR İŞLEM OLMUŞTUR. BENZER
ŞEKİLDE HİSSE TOPLAMA OLAYLARI YAŞANMASIN DİYE TARAFIMCA HER TÜRLÜ
HUKUKİ VE FİİLİ MÜCADELE VERİLMİŞTİR. BUNDAN SONRA DA AYNI DUYARLI
YAKLAŞIMIM DEVAM EDECEKTİR.